Modern çağın savaşı olan terör ve
bununla mücadelenin çok yönlü safhaları bulunmaktadır. Bu safhalar topyekün ele
alınmazsa başarılı olmak mümkün değildir. Bu safhalarla mücadele ederken
mücadele birimlerinden biri de halk ve halkın gücü olmaktadır.
Terörle mücadele de halkın katılımı
bu bakıma değerlidir hatta olmazsa olmaz bir safhadır. Ancak bu katılım istenilen
düzeyde midir bu tartışma konularından biridir. Çünkü Terörün ilk hedefi halk
olduğundan bu kimi zaman kolay olmamaktadır. Halkın propaganda gücüne karşı
koyup, provakatif faaliyetlere cevap vermesi hayli zaman almaktadır ya da
profesyonelce olmamaktadır. Hele şiddet çağında bu düzeni tahsis etmenin devlet
gücüne dayandığı günümüzde halkın ihmal edilmesi bu işi biraz daha
zorlaştırmaktadır. Çoğu zaman terörle mücadele konusunda halkın eğitimi ihmal edilmekte
ve halk tarafında birinci öncelik haline gelmemekte, halkın ise bu işe müdahale
etmemesi, devletin işine karışmaması görülen durumlar arasındadır.
Devletin kamu düzenini ihdas ederken
halkın eğitim düzeyine dikkat etmesi ve bu düzeye uygun çeşitli programlarla
profesyonel bir biçimde halkı bilgilendirmesi ve mücadeleye ortak etmesi
gerekmektedir. Bu mücadele tabi ki topla, tüfekle, taşla yapılan bir mücadele
değildir. Sınırları belirlenmiş bir düzene sahip olan devlet zaten bu güce
sahiptir ve gerektiğinde bu gücünü zaten kullanacaktır. Yani silahlı güç
devlete aittir. Devlet dışında yer alan halkın silahlanması düşünülemez
düşünülmesi dahi evrensel normlara ve insan haklarına aykırıdır. Devletin
silahlı gücü terör örgütleriyle olan savaşını sürdürecektir. Halk mücadeleye
olan tavrını, terör örgütleri ile arasına mesafe koyarak, ona destek ve prim
vermeyerek, görüldüğü yerde herhangi bir örgüt mensubunu veya eylem
istihbaratını devlet yetkilileri ile paylaşarak yani tabiri caizse elini taşın
altına koyarak gerçekleştirecektir.
Modern çağın felaketi terör ve
terörizm hedef olarak iç çatışmayı alır. Hele etnik kavmiyetçilik üzerinden
yürütülen bu program halkı karşı karşıya getirerek bunun üzerinden kazanım
sağlar aslında büyük hedef ekonomidir. Zira ekonomisi yıpratılan bir ülkenin
ele geçirilmesi çok daha kolay olacaktır.
Peki, çözüm önerileri nedir?
-Şiddet çağında şiddete müsamaha göstermeyip
devletin mücadelesine katkı sağlamak.
-Etnik milliyetçilik üzerinden ırkçılığa müsamaha
göstermemek.
-Demokratik tepkiler dışında herhangi bir toplantı
ve gösteriye katılmamak.
-Tahriklere kapılmadan, yakıp yıkmadan ülke
ekonomisinin ayakta durmasını sağlamak.
-Profesyonel bir birey olarak devlet birimleriyle
irtibata geçerek terör eylemi yapabilecek kişileri ihbar ederek kamu düzenine
yardımcı olmak.
Terör ve Terörizm ile mücadele profesyonel bir
iştir. Bunun halk ayağı olmadan çözülmesi mümkün değildir. Halkın ise bütün
tahriklere ve provokasyonlara mahal vermeden katılımı, şiddet çağında şiddetli
tepkiler göstermeden mücadelenin silahlı ve güçlü ayağının devlette olduğunu
unutmayarak, hissiyatıyla hareket etmemesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki
halkın profesyonellikten uzaklaşarak hareket etmesi devletin işine yaramak
yerine bilakis işini zorlaştıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder