10 Ağustos 2016 Çarşamba

SERSERİ (1967) VE YALNIZLIK



Serseri filmi, 1967 yılına ait, başrollerinde Sadri Alışık ve Sema Özcan’ın oynadığı, Senaryosu Safa Önal’a ait, Prodüktörlüğünü Berker İnanoğlu’nun üstlendiği ve Yönetmen koltuğunda O.Nuri Ergün’ün oturduğu dönemin güzel bir Halk sineması örneğidir. Filmin adından da anlaşılacağı üzere Serseri burada Sadri Alışık’ın hayat verdiği Kazım isimli karakterdir. Ancak burada Serseri kelimesi tipik manada oturtulmuş bir deyim değildir. Filmin genel perspektifinde Kazım’ın yalnız bir adam olmasından ötürü bu isim seçilmiş olsa gerektir. Zira Kazım yalnızlık içerisinde kendi iç bunalımıyla meşgul bir adamdır. Kazım, filmde balıkçıdır. Lakin aksi, selamsız ve kendinden başka kimseyle muhabbet kurmayan bu adamın işleri de rayında gitmez. İnsanlar tam da bu sebepten Kazım’dan hep şikâyetçidir. Bitirimler Meyhanesi Kazım’ın uğrak yeridir. Her akşam balıklarını satar satmaz geldiği bu yerde yine selamsız, sabahsız ve muhabbetsiz takıldıktan sonra evine gider ve insanların selamına bile kulak tıkar. Bir gün tan yeri ağarırken balıktan döndüğü vakit o küçük kulübesinin önünde mehtabı seyreden kör bir kıza, Zeynep’e (Sema Özcan) rast gelir. İlk önce ne işi olduğunu sorar. Sonra kör olduğunu anlayınca ona yardım etmek ister ve kolundan tutup Bitirimler Meyhanesine dalar. Burada önce yaşlılardan sonra evli ve çocuklulardan yardım dilenir. Ancak beklediği karşılığı bulamaz ve Zeynep’i ortada bırakmayarak fakirhanesine götürür. Burada Zeynep’in hayatta kalan son yakınını da kaybettiğini ve kimsesiz kaldığını öğrenir ve yarın karakola başvurmasını salık verir. Zeynep ise yarın gideceğini söyler fakat ertesi gün hiçbir yere gidemez. Kazım ise bir sonraki gün onunla balığa çıkar ve balık satar. Zeynep, Kazım’a insanları sevmediğini, bunu anladığını söyler. Kazım ise, onların da kendisini hiçbir zaman sevmediğini zaten kendi kendine de yettiğini söyler. Kazım 40’lı yaşlarda hiç evlenmemiş bir adamdır, Zeynep ise henüz 30 yaşında bile değildir. Zeynep’in kör olmasına rağmen çok güzel olması ve beraber kalmaları dedikodulara sebep olmuş zaten Kazım’ı hiçbir zaman sevmeyenler bu işi karakola kadar aksettirmişlerdir. Kapıya dayanan polis sonrasında sinirlenen Kazım bitirimleri basar ve ortalığı dağıtır. Zeynep’i de özür dilediler, anlaştık diye oyalar. Kazım bu arada Zeynep’e âşık olmuştur. Ancak yaş farkı, Zeynep’in güzel olması ve kendisine sığınmasından dolayı bunu kendisine yediremez ve aşkını açıklayamaz. Kazım bu aşkın etkisiyle değişmiş, balık satarken bağırmaya, eve erken gelmeye ve gülmeye başlamıştır. Bir nevi yalnızlığını unutmuştur. Hatta kumarda dahi kazanmaya başlamıştır. Bu arada Zeynep’in en sevdiği şey ise Kazım’ın kendisine ud çalarken şarkı söylemesidir. Bir gün Kazım, Zeynep’in gözünün açtırılabileceğini öğrenir ve Zeynep’in doktoruna başvurur. Doktor onbeş bin karşılığında tekrar görebileceğini söylediğinde Kazım yıkılır. Zira bu parayı bulmak kendisi için imkânsızdır. Çareyi Bitirimler Meyhanesinin kasasını patlatmakta bulur ve kasadan onbeş bin alarak soluğu doktorun yanında alır ve parayı verir. Sonra Zeynep’e müjdeyi vererek yanından ayrılır. Bir sonraki durağı bitirimlerden tek arkadaşıdır (Süleyman Turan). Ona soygun yaptığını ve teslim olacağını söyler.  Kendi gibi yalnız olan arkadaşına kendi yerine geçip, gözleri açıldığında Zeynep’le evlenmesini ve buralardan gitmesini söyler. Arkadaşı önce bunu kabul etmez. Ancak Kazım’ın ısrarıyla ve onun daha genç olduğunu, Zeynep’e daha layık olduğunu, Zeynep’in kendisini sevmediğini, onun ortada kalmasını istemediğini söylemesiyle kabul eder. Zeynep’in gözlerindeki bandaj sökülmeden son bir kez onu gören Kazım, hastane önüne gelen polise teslim olur ve hastane odasında elinde Zeynep’in en çok sevdiği ak güvercinle Kazım olarak arkadaşı girer. Zeynep gözleri açılınca ilk onu görür ve elindeki güvercinden ötürü bunu ancak Kazım düşünürdü der ve onun boynuna sarılır. Beraberce Kazım’ın fakir kulübesinin önündeki kıyıya geldiklerinde Zeynep, Kazım’ın üzerinde Zeynep yazan kayığını görür ve dönerek Kazım nerede diye sorar. Arkadaşı buradayım der ancak Zeynep daha ilk görüşümde senin Kazım olmadığını anladım der. Senin ne kokun, ne sesin Kazım’a benziyor, ud çal dedim kaçtın, bitirimlere götür dedim götürmedin lütfen beni Kazım’a götür der.  Ve Kazım’ı çok sevdiğini, gözlerinin açılmasını dahi bir tek Kazım’ı görmek için istediğini ifade eder. Bunu öğrenen arkadaşı Kazım’a olan yeminine rağmen Zeynep’e her şeyi anlatır ve sevenleri kavuşturmak ister.
Ve son sahne... Zeynep hapishaneye geldiğinde Kazım çok şaşırır ve Zeynep’in Kazım Kazım bağrışmalarına karşılık ben Kazım değilim dediği esnada arkasından Gardiyan’ın tok sesi duyulur; burada senden başka Kazım var mı? Çaresiz kabullenir ve Zeynep’in kendisini çok sevdiğini, bir ömür boyu onu bekleyeceğini duyar. Bekle o zaman geleceğim der ve film sona erer.  
Yalnızlığın, sevginin bu kadar güzel anlatıldığı sayılı filmlerden biridir Serseri. Bir sahnesinde insanların kötü, anlayışsız ve zararlı olduğundan dem vurarak yalnızlaştıran kişiliğinden bahseden Kazım karakteri neden aksi, neden yalnız olduğunu da açıklar ve insanların sahte sevgisinden söz eder. Dolayısıyla zaten kimi kimsesi olmayan karakter insanların da yozlaşmış kişiliklerinden bunalıp kendi kabuğuna çekilerek tek başına bir hayata kendisini mahkûm etmiştir. Onu kendisine getiren, sevmeyi öğreten ve bu sevgiyi öğrendiğinde yaşamında bariz bir mutluluk farkı oluşturan gözleri görmeyen ancak gönül gözü açık Zeynep karakteri olmuştur. Safiyane, birbirinden habersiz, kötülükten uzak bir şekilde beden temasının dışında gönül gözüyle birbirini seven karakterler filmin sonunda parmaklıklar ardında da olsa vuslatın heyecanını yaşamışlar ve izleyiciye yaşatmışlardır. Filmin zenginliğini sağlayan enstantaneler olan ud, ak güvercin ve niyet teması ayrı bir öneme sahiptir. Kısacası siyah beyaz olan bu filmde renksizliğin içinde senaryosuyla, yönetimiyle, konusu ve nihayet oyunculuk kalitesiyle üzerinden değil 50 yıl 150 yıl geçse de insanın duygu bağlamında alabileceği çok şey bulunmaktadır.

İyi ki varsın Yeşilçam...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder