Gece yarısı bombalı araçla PKK’lı teröristler
tarafından Çınar İlçe Emniyet Amirliği’ne ve Polis Lojmanına bir saldırı
yapıldı.
Saldırıda
1 polis şehit oldu.
Şehidin
5 aylık kızı vefat etti.
1
yaşında bir bebek vefat etti.
5
yaşında bir çocuk vefat etti.
Ardında 2 yaşında yaralı bir yetim ile yaralı
bir polis eş bırakan bir anne vefat etti.
Kısaca 6 vefat, 39 yaralı.
Şimdi asıl soruya gelelim bu savaşta kim
haklı?
Eski devlet geleneğini bırakarak, PKK ile Kürt
halkını, ayrı tutup bir yandan PKK’ya karşı mücadelesini tüm çabasıyla, onu
bitirmek adına sürdürürken bir yandan da Kürt halkına, Doğu’ya, Güneydoğu’ya
yatırımları, iş sahalarını, yolları, havalimanlarını, ödenekleri, maaşları, kalkınmayı,
devlet eliyle televizyon kanalını, Kürt Enstitülerini, Araştırma Merkezlerini
götüren ve her türlü diyalog kapısını açık tutan ayrıca etnik kültürüne
bakmaksızın kadrolarında yer veren DEVLET Mİ?
Yoksa arkasına aldığı adı lazım olmayanlardan oluşan
dış güçlerin her türlü, lojistik, psikolojik desteğiyle bu ülkede 40 yıldır her
türlü kirli savaşı yürüten, üyelerinin insan yerine dahi konmadığı, yukarıdaki
saldırıdan binlercesini yapmış, bebek, çocuk, genç, yaşlı, Kürt, Türk demeden
herkesin kanına giren, güç yetirdiğinin ırzına geçen, laf bilmez, söz dinlemez
stratejisi dahi belirli olmayan, nereden yönetildiği bilinmeyen, emir komuta
kademesi bile belirsiz ve çelişkili talimatlarla yürütülen, aldığı dış ve iç
destek olmadan ayakta kalması imkansız olan, yönetimlerine değil bir devlet bir
kasaba verseniz iki gün yönetmekten aciz olan, sadece ve sadece işi vurmak,
yıkmak, parçalamak ve öldürmek olan, yönetim kademelerinin de üstünde farklı
milletlerden kişilerin hüküm sürdüğü, karşısındaki bir devlet görevlisinin
canına karşılık 50 Kürt vatandaşının canına kıymayı göze alan, bunu da savaşın
bir parçası olarak gören, asıl gayesi Kürtlerin hak mücadelesi olmayan aslında
bölüp, parçalayıp sonra da yutmayı hedefleyen bir canavarın kuklası işlevi
gören bebek katili PKK mı?
Devletin eski devlet olmadığı, ülkenin terör
örgütleriyle mücadelesini başta PKK olmak üzere yürüttüğü, iyi niyetli ve bu
mücadelenin ruhuna uygun olarak her yolu denediği günümüzde, PKK terörü ile her
alanda mücadele edilirken yine belirttiğim gibi PKK’nın kullandığı Kürt
halkının bütün ihtiyaçları devlet tarafından herhangi bir ayrımcılık gözetilmeden
yerine getirilmektedir. Ya PKK ne yapmaktadır? Tabi ki her fırsatta
bombalamakta, yakmakta, yıkmaktadır. Yapılan bir baraj inşaatında, bir
havalimanı inşaatında, bir yol inşaatında kamyonları yakmakta, işçileri
kaçırmakta, tehdit etmekte ve tesisleri yağmalamaktadır. Çünkü istedikleri;
oluşturduğu boşluğu, yatırımsızlığı devletin doldurmamasıdır. Kürt halkının
cahil kalmasını bizatihi kendileri hedeflemekte bizatihi kendileri devlete
düşman etmektedir.
Devlet oralarda şimdi ne mi yapıyor?
PKK ve onun arkasında daha nice bilinmeyen çeşitli
yapı, güç ve devletlerin ajanları ile mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
bu bölgelerde savaşırken, kadına, çocuğa, bebeğe el sürmüyor onları katletmiyor.
Bilakis onların PKK’dan kurtulmaları için onlara güvenli bir alan açıyor.
Onların güvenliği için tamamen iyi niyetli bir şekilde sokakta hedef olmamaları
açısından hukukta da yeri olan sokağa çıkmama tedbirlerini uyguluyor. Haklı
mücadelede yetkisini aşıp usulden sapanı da cezalandırıyor.
Peki ya PKK ve onun destekçileri ne yapıyor?
Her türlü kirli savaş ve senaryo ile devleti bölmeye
ve onu parçalamaya çalışırken her türlü propagandayı da devleti yıpratmak adına
yürütüyor. Devletin vatandaşını koruma adına aldığı tüm tedbirleri propaganda
malzemesi yapıyor.
Bugün bir takım dış güçler ve PKK Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ne bu şekilde kafa tutarken dediğimiz gibi propaganda
faaliyetleri ile de devlet güçlerinin moralini bozmaya çalışırken, halkta da
propaganda oluşturmaya çalışmakta ve kendisine destek alanı bulmaya çalışmaktadır.
Bunlar etkisini de bir şekilde göstermektedir. Çünkü devletin haklı
mücadelesine katılım içeride az olmaktadır. Böyle olunca da birtakım ‘Oluşumlar’
devleti katliam ile suçlayıcı ve PKK’ya propaganda sağlayıcı metinler imzalamaktadır.
Peki, bu metne imzasını atanlar, en azı doktora seviyesine gelmiş olanlar acaba
düşünmezler mi devlet mi bebek katili, PKK’mı? Yoksa kendileri iyi niyet
göstergesinden uzak bir şekilde devletin şu an ki görüntüsünü suçlayacak kadar
kötü niyetli mi? Eğer iyi niyetlilerse ve gerçekten savaşın bitmesini
istiyorlarsa, gerçekten barışın gelmesini istiyorlarsa kimilerinin uzmanlık
alanında yazdığı gibi devletin tanımı okunmalı, imza atılan metne dikkat edilmeli
ve şu öneriye kulak verilmelidir.
BU SAVAŞTA KİM HAKLI? OKUMADAN
İMZALAMAYIN.
NOT: Sultanahmet Meydanında patlayan
bomba ile yabancı uyruklu 10 kişi vefat etmiş, 15 kişi ise yaralanmıştır.
Saldırının Daeş tarafından yapıldığı açığa çıkmıştır. Ancak bu olayla ilgili şüpheli
olarak canlı bombadan ayrı 3 yabancı devlet vatandaşı gözaltına alınmıştır. Bu
3 kişinin terörle bağlantısı uyruğundaki devlet tarafından da teyit edilmiştir.
Zamanlaması ve bu şekilde cereyan etmesi manidar olmakla birlikte terör
örgütlerinin hedefindeki ülkemiz ve ülkemizin yetkilileri DAEŞ’in de piyon
olduğunu belirtmiş ve arkasındaki gücü ortaya çıkartacağız açıklamasında
bulunmuştur. Olayların tümüne aynı pencereden bir de siz bakın.
NOT: OTURDUĞU KOLTUKTAN YAZMADI.
BÖLGEDE YAŞADI, GÖRDÜ VE YAZDI.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder